Bülten MAİB-2021-8 (Temmuz Açıklaması)

Güçlü üretim artışı ihracatı patlattı

Makine ihracatı 7 ayda 13 milyar dolar

 

Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) tarafından yapılan açıklamaya göre, Temmuz sonu itibarıyla Türkiye'nin serbest bölgeler dâhil toplam makine ihracatı 13 milyar dolar oldu. Yılın ilk 7 ayında 2 milyon tondan fazla makine ihraç ettiklerini belirten Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu, “Son 5 ayda 1,5 milyon ton daha sevkiyat yapacağımızı ve 9 milyar dolar daha ihracat geliri elde edeceğimizi tahmin ediyoruz. Yılın ilk yarısındaki ihracat artış hızımız Temmuz ayındaki bayram tatili nedeniyle duraksamıştı. Bu yıl tüm zamanların en yüksek Ağustos ihracatını bekliyoruz” dedi.

 

Yılın ilk 7 ayı sonunda ihracatını 2019’a göre yüzde 16, 2020’ye göre ise yaklaşık yüzde 32 artıran makine sektörünün serbest bölgeler dâhil toplam ihracatı 13 milyar dolar oldu. Sektörün en büyük ihracat pazarları Almanya, ABD ve Birleşik Krallık’a toplam makine ihracatı 3 milyar doları buldu. İtalya ve Fransa’nın da dâhil olduğu ilk 5 ülkeye makine ihracat artışı, geçen yıla göre yüzde 40’ı aştı. Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu makine ve teçhizat yatırımlarının tüm dünyada hızlı artmaya devam edeceğini belirterek şunları ifade etti:

 

“Yılın ilk yarısında dünya makine ve teçhizat yatırımlarının geçen yıla göre yüzde 15, 2019 yılına göre yüzde 4,5 büyüme gösterdiği tahmin ediliyor. Bizdeki artış geçen yıla göre yüzde 30 civarında. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde makine ve teçhizat yatırımlarında hızlı artış yaşanıyor. Bunda ülkelerin hem kendine yeterlilik yatırımları yapmaları hem de sürdürülebilirlik ve dijitalleşme ihtiyaçları için makine parklarını yenilemelerinin büyük etkisi var. Küresel tedarik zincirlerine sarsılan güven ve buna bağlı bölgesel kaymalar yeni kapasite yatırımlarını artırıyor. Pandemi sürecinde ötelenen yatırımların tekrar devreye alınması ile ürünlerimize olan talep artıyor, hem üretimimiz hem de ihracatımız rakiplerimizden çok hızlı artıyor.” 

 

“Tüm zamanların en yüksek Ağustos ihracatını yapacağız”

 

Salgında dördüncü dalganın iktisadi-sosyal faaliyetlerde bir kesinti oluşturmasını beklemediklerini söyleyen Karavelioğlu, “Yılın ilk yarısında sağladığımız yüzde 45’lik üretim artışı, kapasite büyütmekle kalmadığımızı, çok daha verimli çalıştığımızı da gösteriyor. Son 5 ayda 1,5 milyon ton sipariş teslim ederek 9 milyar dolar daha ihracat geliri elde edeceğimizi tahmin ediyoruz. İhracat artış hızımız Temmuz ayındaki bayram tatili nedeniyle duraksamıştı fakat ana pazarlarımızda tatil ayı olmasına rağmen tüm zamanların en verimli Ağustos’unu yaşıyoruz” dedi.

 

“İhracatımızın bu kadar olumlu etkilenmesini beklemiyorduk”

 

İhracatı yıllık bazda 200 milyar dolar sınırını aşan Türkiye’nin güçlü bir makine sanayisinin olmasının fırsatlarına dikkat çeken Karavelioğlu, Dünya mal ticareti, bu yılın her çeyreğinde 5 trilyon doları aşacak. Sene sonunda sağlanacak yüzde 10’nun üzerindeki artışın yarısı parite etkisi, enflasyon, emtia ve lojistik maliyetlerinden gelecek. Makineler küresel mal ticaretinin en büyük kalemi olmayı sürdürecek çünkü bu en yüksek katma değerli sanayi dalının yerlileşmesi önünde büyük güçlükler var ve yeni zorluklar çıkmaya devam edecek” dedi.

 

Her yıl toplamda 1,5 trilyon dolara yakın makine ihracatı yapan 6 ülkenin, buradan kazandığı güç ile sadece üretim teknolojilerinin geliştirilmesini değil, küresel sınai üretimi de baskı altında tuttuğuna dikkat çeken Karavelioğlu şunları ifade etti:

 

“Türkiye’nin çevik ve dayanıklı bir makine sanayisinin olmasının bize önemli fırsatlar sağlayacağını biliyorduk fakat pandemi krizinin performansımıza bu kadar olumlu yansıyacağını biz bile tahmin etmiyorduk. Dünyanın en büyük üreticilerinden Almanya’nın makine ihracatı ilk çeyrekte 2019’a göre yüzde 1,4 daraldı. Aynı dönemde makine ihracat düşüşü ABD’de yüzde 3,5’e ulaştı. Dünya makine ihracatı 2019 seviyesine ulaşmakta zorluk yaşıyorken, bizim artışımız çift hanede ilerliyor.” 

 

“Uzak Doğu ile serbest ticaret anlaşması isteyecek haldeyiz”

 

Dünyadaki tüm makine imalatçılarının Çin'in DTÖ kurallarıyla bağdaşmayan agresif rekabet taktikleriyle başa çıkmaya çalıştığını, Türkiye’nin Makinecileri’nin de yıllardır tek taraflı bir ticaret halinde gelişip büyük bir cari açık kalemine dönüşen Türkiye-Çin makine ticaretini dengelemek için kafa yorduğunu belirten Karavelioğlu şunları söyledi:

 

2025 stratejisine bağlı kalarak güçlü bir atılım yapan Çin, sonraki 10 yıllık kalkınma planı kapsamında makine sanayiinde teknolojik bağımsızlığı sağlamayı hedefliyor ve ithal makine-teçhizata karşı katı tedbirler uyguluyor. Teknoloji geliştirmek için yerli makineleri desteklemek zorunda olan ülkemizin ise bu yılın sadece ilk yarısında Çin'den yüzde 53 artışla 4,2 milyar dolar düzeyinde makine ithal ettiği ve karşılığında ise sadece 116 milyon dolarlık makine satabildiği görülüyor. Öte yandan, Bakanlıklarımız makine ve teçhizat ithalatındaki baş döndürücü artışı kontrol altına alacak çeşitli düzenlemeleri ülkedeki yatırımları akamete uğratmadan hayata geçirme gayreti içinde. Teşvik mevzuatının haksız rekabet unsuru teşkil eden zaaflarına yönelik ilk adımlar, küresel konjonktürün de bir gereği olarak atılmıştı. Bu tedbirlerin yabancı yatırım çekmek için de gerekli olduğunu biliyoruz. Haziran verilerine göre; son 3 ayda yüzde 50 artan, son 12 ayda ise yüzde 33 artarak 33 milyar dolara ulaşan makine ithalatımızın yılın ikinci yarısında hız keseceğini ümit ediyoruz.”

 

Her ay 3 milyar dolar tutarında makine ithal etmenin sürdürülebilir olmadığına ve Türkiye’de hiçbir sektörün makine imalatçılarının bu sıkıntısına duyarsız kalamayacağına dikkat çeken Karavelioğlu, stratejik bir sektör olarak ilanihaye klasik bir koruyuculuk politikasından yana olmadıklarını belirterek “Biz imkânlarımızın, yeteneklerimizin, emek ve sermayemizin gözbebeği gibi korunduğu bir politikadan yanayız. Kuralsızlığın ve korumacılığın yaygın olduğu bölge ve ülkelerde herkes gibi biz de zorlanıyoruz ve karşılığında en azından o bölgelerden ülkemize gelen makinelerin de benzer engellerle karşılaşmasını bekliyoruz. Türkiye bütün ülkeler gibi, sanayinin her bir dalını niteliksiz ve dampingli ithalattan esirgemek için türlü tedbirler uygularken ve ülkede korunmayan sektör bırakmamışken makine ithalatına karşı geliştirilen dikkatli ve sınırlı tedbirlerin aleyhinde tutum alanları fevkalade yadırgıyoruz. O kadar ki, bu kesimlerin bizimle empati yapabilmeleri için, Uzak Doğu ülkeleri ile serbest ticaret anlaşması imzalayalım diyecek hale geldik” dedi.